No products in the cart.
Kalem ve Kağıt
Çizim sanatı insan uygarlığının başlangıcından beri mevcuttur. Mağaralarda insanların yaptığı 70.000 yıllık ilk çizimlerden günümüzün sanal “dünya çapında ağ”ında (www) oluşturulan dijital çizimlere kadar çizim, sanatsal üretimin temeli ve insanın bir şeyleri ifade etme isteğinin dışavurumu olmuştur. Çizimin primitivizmden skolastisizme, oradan realizme, modern figürleştirmeye veya soyutlamaya kadar geçirdiği evrimde, çizimler farklı biçimsel, estetik ve kavramsal değişiklikler yaşamıştır. İşte bu sebeple çizim sanatı, görsel sanatların temel bir disiplini olarak günümüzde halen yerini koruyan karmaşık bir alandır.
Ergin İnan için çizim, 1960’ların ortalarından itibaren eserlerinin temelini oluşturmuştur. Kendisi Türkiye’nin en önemli ressamlarından biri olarak bilinse ve tanımlansa da, onun eserlerinde çizimin önemi her zaman kendini gösterir. Tuval üzerine yaptığı resimlerde bile çizgilerin, çokkatmanlı dokuların ve karmaşık gölgelendirme tekniklerinin kullanıldığını görürüz. Tüm bunlar sanatçının fırça kullanımını gösterdiği kadar, kaleme duyduğu aşkı da gösterir. Elbette onun çalışmalarında renk her zaman önemli bir yer tutar ancak baş kahramanı ve kompozisyonun bütününü biçimlendiren çizgiler her zaman dikkat çeker.
Kalem ve Kâğıt adlı sergi, farklı dönemlerde yapılan kâğıt üzerine çizimlerle, Ergin İnan eserlerinde çizimin ne anlam ifade ettiğini gösterir. Bu anlamda sergi, İnan’ın sanatsal gelişimini gösteren bir retrospektif işlevi görür. Sanatçının erken dönemli çizimlerini de içeren Kalem ve Kâğıt, İnan çizimlerinin geçmişini ve bugünkü durumunu aktarır. Sergi, Ergin İnan’ın kâğıt işlerindeki kavramsal güce ve doğalcılık, dışavurumculuk ve soyutlamayı birleştiren biçimsel yapılara vurgu yapar. Farklı estetiklerin eşsiz bir sentezini yapan sanatçı, çizim sanatına bireysel bir yaklaşım geliştirmiştir. Burada insanlığın varoluşsal mücadelesinin temsili, insanlık ontolojisine dair sıradışı bir sanatsal yoruma kapı aralar. İnan bu zor işi, günümüzü geçmişle, bireysel hikâyeleri genel tarihle bağlayarak ve ayrıca, kültür ve doğa kavramları arasındaki ilişkiyi açık ederek başarır. Uygarlığımızın çokkatmanlı matrisini betimleyen ve gerçekliğin kaleydoskobik bir şekilde kavranmasını benimseyen İnan çizimleri, sanat ve dünyaya karşı bütüncül bakışa olan ihtiyacı vurgular.
Sergi aynı zamanda görsel sanatların en eski disiplininin önemini ve zenginliğini güçlü bir dille ifade eder. Tam da bu sebeple bu retrospektif, Ergin İnan sanatını ve çizimin genel olarak sanat için ifade ettiği anlamı kavramada çok önemli bir rol oynar.
Marcus Graf